Oyun Dünyası
  Devil May Cry
 

Devil May Cry

Ben de bu konuyu uzun uzun düşündüm ve en sonunda Devil May Cry (DMC) oynamaya karar verdim. Pişman mıyım? Asla... Çünkü bu kısır oyun dönemi içerisinden gerçekten muhteşem bir oyunla karşılaştım. Capcom firması harika bir oyun yaratmış. Firma bundan önce de Resident Evil ve Dino Crisis gibi iki başarılı oyun piyasaya sürmüştü. Hatta şu anda Resident Evil'ın filmi yapılmakta. Bu oyunda da amaç oyuncuyu korku dolu bır atmosfere sokmak ve oyundan kopmasını önlemek. Önce oyunun konusunu kısaca aktarayım.

Oynadığımız karakterın adı Dante. Dante'nin babası şeytan, annesi ise insan. Dante bu karışım sonucu dünyaya gelen bir çocuk. Babası Sparda, 2 bin yıl önce adeleti sağlamak için kötülükler dünyasıyla savaştı ve bu savaşı kazandı. Ölümüne kadar bu barış durumu devam etti. Dante insanlardan farklı olarak Devil May Cry adında bir ofiste şeytan avlamakla uğraşmaktadır. Günün birinde bir ziyaretçi gelir ve kötü güçlerin tekrardan faliyete geçerek dünyayı ele geçirmek istediklerini söyler. Bu ziyaretçinin adı da Trish'tir. Oldukça güzel bir bayan olan Trish, Dante'nin ölen annesine oldukça fazla benzemektedir. Bu olaylardan sonra maceramız Mallet adasında başlar.

Oyunda 23 ana bölüm, 12 tane secret bölüm var. Hiç eksilmeyen aksiyon sahneleri ile çok da zor olmayan bulmacalar bulunmakta. Öldürmemiz gereken çeşitli yaratıklar var. Bunlar arasında kuklalar, elinde bahçıvan makaslı cadılar, mutasyon geçirmiş garip hayvanlar vb. var. Bu yaratıkları öldürmek için ise çeşitli silah seçenekleri oyunda bulunmakta. Bunların yanında da gerçekten çok zor ve çeşitli guçleri olan yaratıklarla karşılaşıyoruz. Bunlar örümcek ve akrep karışımı bir yaratık, özel güçleri bulunan bir kuş ve boynuzlu bir şovalye. Bunları öldürmek oldukça zor. Özellikle de karşımıza 3 defa çıkmaları ve her çıkışlarında daha da güçlenmelerı bizi zorluyor.

Bölümlerde çeşitli objeler de topluyoruz. Bu objeler Green Orb, Yellow Orb, Red Orb ve Blue Orb şeklinde adlandırılan ve farklı renklerde olan küreler. Bunlar sayesinde çeşitli güçler kazanabiliyoruz. Özellikle red orb'lar oldukça önemli, çünkü bu orb'lar sayesinde her görev geçişimizde ve bölümlerin bazı yerlerinde bulunan saat şeklindeki yerlerden çeşitli büyüler ve güçler alabiliyoruz. Ayrıca bazı kapıların açılmasına da yardım ediyorlar. Kısacası red orb'lar para gibi. Yellow orb'lar ise öldükten sonra kaldığımız yerden devam etmemizi sağlıyorlar. Green orblar azalan canımıza belli bir enerji veriyor, blue orblar da topladıkça can şeritimizin uzunluğu arttırıyor. Bunları toplamak için genelde karşımıza çıkan yaratıkları yenmemiz gerekıyor. Yendiğimizde yaratıklardan bu türde çeşitli küreler çıkmakta.

Yukarıda da yazdığım gibi oyunda çeşitlı silahlar bulunmakta. Bunlar arasında Alastor adında bir kılıç ve İfrit adında ateş eldivenleri bulunmakta. Bu iki silah bizim için oldukça önemli. Bunların yanında shotgun, suda kullanabileceğimiz bir silah, pistol ve alev topu atan bir diğer silah bulunmakta. Alastor ve İfrit'i topladığımız red orblarla geliştirebiliyoruz. Size kılıcı kullanmanızı öneririm. Çünkü eldivene göre daha iyi özellikleri var. Özellikle belli bir yerden sonra kılıçımız muhteşem güçlere sahip oluyor.

Oyunun grafikleri ise mükemmel ötesi, oldukça akıcı ve güzel. Grafiklerin güzelliği savaşlarda ve mekanlarda daha çok ön plana çıkıyor. Mekanlar büyük bir özenle hazırlanmış. Yaratıklar ve kullandığımız silahlarda da aynı şekilde çok emek harcanmış. Ara demolarda ise oyunun grafik yapısından faydalanılmış. Demolar da oldukça iyi ve ızlenmeye deyecek kadar güzel hazırlanmış. Konuda kopukluk yaratmıyorlar. Oyunun amacının korkutmak olduğunu söylemiştik. Şimşek efektleri, sallanan ağaç gölgesi görüntüsü, açılan kapanan camların görüntüleri çok güzel bir şekilde yansıtılmış. Oyunun grafiklerinde hiçbir eksik yok denebilir.

Bu tarzda oyunlarda ses efekleri oldukça önemlidir. Devil May Cry da bu konu üzerinde çok durmuş olmalı ki, muhteşem muzikler ve sesler ile karşılaşıyorsunuz. Mesala kılıcınızı çekip bir yaratığı öldürmek üzereyken, insanı savaşmaya iten bir müzik çalmaya başlıyor. Ayak sesleri, yaratıkların çıkardığı sesler hepsi muhteşem şekilde insanı ortama sokuyor. Demolardaki müzikler ise bir başka güzel. Özellikle duygusal sahnelerde eski Türk filmlerini andıran bir tat var:). Bence bu oyunu gece oynamak için oldukça güzel bır neden de sesleri olabilir. Gerçekten de harika ses efektlerine sahip bir oyun Devil May Cry.

DMC'nin oynabilirliği yüksek ve tuş kombınasyonuna alışmak da oldukça kolay. Analoglarla adamımızı hareket ettiriyoruz. Kolumuzdakı titreşim sayesinde bellanın gelebileceğini anlayabiliyor ve kendimizi oyunun atmosferine iyice sokuyoruz. Ayrıca oyunda şöyle bir ozellik daha var; eğer bizler çok yellow orb harcarsak yeni bir bölüme geçtiğimizde bize "oyunu kolay modda oynamak ister misiniz?" şeklinde bi soru soruluyor. Bunu kabul ederseniz oyun gerçekten de çok kolaylaşıyor. Size önerim bu modu seçmemeniz, çünkü oyunda birkaç bulmaca dışında fazla zorlanmıyorsunuz.

Ben oyunu aldıktan 5-6 gün sonra bitirdim. Herkes çok kolay olduğu için bittiğini sanacak ama bunun gerçek nedeni oyunun başından bir türlü kalkamamam. Gireceğim sınavlardan alacağım kötü notlara rağmen kendimi oyunun başından kaldıramadım. Gerçekten muhteşem.

Oyunun artıları oldukça fazla. Ancak tek eksiğini gördüm, o da öldürdüğümüz yaratıklarla (kuklalar) aynı yere geri donduğumuzde tekrar karşılaşmak. Bu bazen gerçekten sıkıcı oluyor. Ama bunun sayesinde daha fazla orb toplayabiliyoruz. Böyle olmasa belki daha iyi olurdu ama bu yine de gözardı edilebilecek çok ufak bır eksi.

Yavaş yavaş yazınında sonuna da geldık. Artık yeni bir kahramanımız var diyebiliriz. Muhteşem grafıkleri, ses ve oynanabilirliği ile Devil May Cry kaçırılmaması gereken oyunlardan biri. Mutlaka almanızı, oynayıp rahatlamanızı önerıyor ve son sözü de Dante'ye bırakıyorum: "Let's Rock Baby!"


Devil May Cry 2


Dante şeytan avlamaya kaldığı yerden devam ediyor. Let's Rock Baby!

Capcom bir süre önce bize kötü bir haber verip Resident Evil serisine veda etmemizi söyledi ama her işte bir hayır vardır derler ya, bu veda bizi yeni bir oyunla yani Devil May Cry’la tanıştırdı. Geçen sene piyasaya çıktığında ortalığı kasıp kavuran DMC nihayet ikinci oyunuyla yine konsollarımızda...

Devils Never Cry

DMC2 ilk oyundan fazla birşey kaybetmemiş. Hatta birçok yenilik eklenmiş. Oyundaki en büyük yenilik iki DVD olması. İkinci DVD’de yeni kahramanımız Lucia adlı güzel hatuna kontrol ediyorsunuz. Oyunun oynanışında da çok değişiklikler yapılmış. Artık sağa/sola, öne/arkaya daha hareketli ve güzel taklalar atabiliyor ve hatta Matrix vari duvarlarda yürüyorsunuz. Diğer bir değişiklikte silahların ve yarı şeytan olan Dante’nin şeytani güçlerinin (Devil Triger) kullanımında. Bunun yanında Blood Arena isimli yeni bir olay daha eklenmiş ki bunda oyun içerisinde aldığınız Quick Heart, Ariel Heart gibi nesnelerle ister Dante’nin hareket şeklini değiştiriyorsunuz isterseniz silah kullanma biçimlerini değiştiriyorsunuz. DMC2’nin çıkacağını duyduğumda düşmanlarında aynı olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım çünkü onlarda da tamamen değişiklik yapılmış. Bu defa ilk oyundakinden daha fazla sayıda düşmanınız var. Bunlardan da bir iki tanesi ilk oyundakilerin aynı. Bunun dışında kalanlar yenilenmiş. Yani uzun lafın kısası CAPCOM, DMC’den sonra boş durmamış ve DMC2 için bir çok yenilik getirmiş.

Karizmatik kahramanmız Dante’nin bu beklenen müthiş macerası gerçekten her yönüyle bekleni veriyor. Zaten DMC’yi oynayanların hiç tereddüt etmeden DMC2’yi almak için can attığına eminim. Oyunun müzikleri de ilkinde olduğu gibi sizi heyecanın içine balıklama atıyor ve Dante’nin karizmasına karizma katıyor.

Bu kadar güzel bir oyunda hiç mi kotü birşey yok derseniz, galiba yok diyemem, maalesef her oyunda olduğu gibi bir takım eksiler bunda da mevcudiyetini sürdüyor. Benim özellikle rahatsız olduğum konu oyunun çok kolay olması. DMC2 gibi çıkmasını dört gözle beklediğim ve çok sevdiğim oyunların genellikle bitmesini istemiyorum. Hatta bazen sırf bu yüzden belli bir süre oyunlara başlamıyorum. Ama DMC2’ye yalnızca bir gözatmak için başladığımda kendimi onikinci level’ın içinde buldum. Daha sonra oyuna tekrar başladım ve oyun yalnızca bir akşamda bitti. Özellikle o kadar çok Boss olmasına rağmen oyun gerçekten haddinden fazla kolay olmuş. Bunun dışında oyunda fazla göze batan bir hata yok. Çok nadirde olsa bazen kamera açıları sizi üzebilir. Ama bu problemi gerçekten nadiren yaşıyorsunuz. Zaten bu kadar problemde diğer oyunların hatalarının yanında devede kulak kalıyor.

Show Time

Sonuç olarak CAPCOM’un bu müthiş aksiyon dolu, insanı maceranın tam ortasına atan oyunu kesinlikle kaçırılmaması gereken gerçek bir hit.


Dante’nin Diesel kostümü: Oyunu oynarken,sırayla şunlara bas: R1, R1, Üçgen, Kare, R2, R2.

Lucia’nın Diesel kostümü: Oyunu oynarken,sırayla şunlara bas: L1, L1, Üçgen,Kare, L2, L2.

Level seçmek: Oyunu herhangi bir zorlukla herhangi bir karakterle bitir…

Hard (zor) seviye: Oyunu hem Dante’yle hem de Lucia’yla bitir.

Trish olarak oyunu oynamak: Oyunu Dante’yle Hard seviye de bitirin.Trish Dante’nin özelliklerini ve eşyalarını alacak ve Sparda’yla beraber başlayacaktır

Dante için bonus kıyafetler (dış görünüş): Oyunu Dante’yle Normal seviyede bitirin.Böylece bir alternatif kıyafet açılacak.Eğer Dante Must Die modunu bitirirseniz Dante’nn orijinal Devil May Cry kıyafetini açarsınız.

Lucia için bonus kıyafetler (dış görünüş): Oyunu Lucia’yla bitirin.Böylece alternatif bir kıyafet açılacaktır.Hard seviyede oyunu bitirirseniz bir tane daha açılacaktır.Eğer Lucia Must Die modunu bitirirseniz onun bodyguard’ı olan Arius’un kıyafetini açarsınız.

Bloody Palace modu: Oyunu hem Dante hem de Lucia’ya bitirirseniz bu modu da açmış olacaksınız.

Lucia Must Die modu: Oyunu Lucia’yla Hard seviye de bitiriniz.

Dante Must Die modu: Oyunu hem Dante hem de Lucia’yla Hard seviye de bitiriniz.

Oyun içi resetleme: Oyunu oynarken “Start + Select” aynı anda basın.En baştaki ekrana döner oyunu resetlemiş olursunuz.


Devil May Cry 3


PlayStation 2’nin çıkışından sonra isim yapmasında büyük pay sahibi olan oyunlardan birisi olan Devil May Cry’ın son halkası olan Devil May Cry 3 nihayet karşımızda. Devil May Cry gibi harika bir oyundan sonra gelen Devil May Cry 2 herkezin aklında bir hayal kırıklığı olarak yer etmişti, fakat Devil May Cry 3, CAPCOM’un yapılan hatalardan ders aldığının bir işaret. Düşmanları ile alay eden, onları küçük düşüren Dante’yi özledinizmi? Bu oyunda çok daha fazlası var.
     
          DEVIL MAY CRY 0Resident Evil serilerinin öncesini anlattığı için “Zero” ismi ile anılan oyunda olduğu gibi, Devil May Cry 3’te aslında serinin öncesini anlatıyor. Zaten tüm videolarda Devil May Cry 0 şeklinde çıkan yazıda sıfırın sonradan şekil değiştirip üçe dönüşmesini görmüşsünüzdür. Uzun sözün kısası, Devil May Cry 2’de ara sıra konuşan, somurtkan, ağırbaşlı ve bunalım takılan Dante’yi aklınızdan çıkarın. Devil May Cry’daki Dante’yi hatırlayın, fakat burada daha çok genç olduğu için karakter olarak dahada çılgın ve eğlenceli bir havası var.     
          Bu hem iyi hemde kötü, yazının ilerleyen kısımlarında bununla ilgili yorumları okuyabilirsiniz.Devil May Cry’ın hikayesi bildiğiniz gibi yer altı dünyası, yani şeytani boyut ile bizim dünyamız arasındaki kapı üzerine kurulmuş. Yüzyıllar önce Mundus isimli yer altı prensi olan şeytani yaratık ile, yine şeytani bir yaratık olan fakat insanlara acıyarak onlara yardımcı olmak isteyen Sparda’nın yaptığı savaşın sonunda Sparda galip gelmiş ve Mundus’u yer altına hapsederek şeytani boyutu kapatarak dünyayı kurtarmıştı. Boyutlar arasındakı kapı kapatılınca güçlerini kaybederek dünyada kalan ve sıradan bir insane gibi yaşamaya başlayan Sparda bir insan ile evlenmiş, çocukları olmuş. Sparda’nın ölümünden sonra Dante ve Vergil isimli çocukların arasındaki karakter ayrımlarının ortaya çıkması ile başlayan Devil May Cry 3’ün öyküsü, genel olarak iki kardeşin çekişmesini konu alıyor.
     
          Vergil yer altı dünyasının kilidini açarak gerçek gücünü ortaya çıkarmak isterken, Dante kardeşini durdurmak için harekete geçiyor. Arkham isimli şeytani büyücünün yardımı ile şehrin ortasından Temen-ni-gru isimli şeytani kulenin yükselmesini sağlayan Vergil’a karşı Dante ve karşılaşacağı esrarengiz bayan karakter olan Lady’nin mücadalesi gerçekten baştan sona soluk kesici bir tempoda ilerliyor. Hikaye’nin gerisini keşfetmek ve iki kardeşin savaşını sonuçlandırmak size kalmış, fakat Devil May Cry oyunlarındaki en etkileyici hikaye yapıdı bu oyunda diyebiliriz. “MY DANTE”Devil May Cry oyunları içersinde en gelişmiş ve en esnek dövüş sistemine sahip olan oyun kuşkusuz Devil May Cry 3’tür. Diğer oyunların aksine size sadece verilenler ile yetinmek zorunda değilsiniz. Tabiiki yine silahların ve Dante’nin yeteneklerinin sınırları var, fakat aynı anda iki farklı silahı yanınızda bulundurup dinamik olarak geçiş yapabilmeniz, seçtiğiniz dövüş stilinide buna uydurarak kendi Dantenizi yaratabilmeniz mümkün. Silahlar iki ayrı sınıfta toplanıyorlar, Devil Arms ve Guns bunun dışında dövüş stilleride Style isimli başlık altında toplanmış.
     
          Silahların kullanım mantığı ilk iki oyun ile hemen hemen aynı, fakat L2 ve R2 tuşlarına basarak seçim yaptığınız iki farklı silah sınıfı ile dövüş sırasında dinamik geçiş yapabiliyorsunuz. (Örneğin Shotgun + Ebony&Ivory’i seçtiniz, L2 ile ikisi arasında geçiş mümkün, öte yandan kılıç ve benzeri silahların geçişi için ise R2 kullanılıyor.) Bu dinamik geçişler sayesinde bir kombo yaparken, silahı değiştirmek ve komboyu onun yardımı ile uzatarak çok daha fazla hasar vermek ve Stylish yani kombo puanlarımızı yükseltmek mümkün. Oyundaki dövüş stillerine gelelim şimdi. Devil May Cry 3’ün oynanış sistemindeki en büyük değişiklik bu dersek herhalde yanlış bir tanım yapmış olmayız, çünkü bu stilleri tek bir düğme ile kullanmanız ve silahlar ile doğru kombinasyonu yakaladığınız durumda önceki oyunlarda yapamayacağınız şeyleri yapmanız mümkün. Bu konuyu daha fazla açmak yeine aşağıda tüm silah ve stillerin bir listesini ve açıklamasını okuyabilirsiniz. 
    
      
          A-Style:1-Trickster: Dante’ye hızlı hareket etme yetenekleri sağlıyor bu stil. Devil May Cry 2’den alışık olduğunuz bazı estetik hareketleri (duvarda koşma, duvardan takla atma, vs.) bu stili seçerek yapabiliyosunuz. Trickster’ın amacı saldırı değil, tamamen düşmanların saldırılarından kaçma ve onları gafil avlamak. Düz zeminde hatta level up olduktan sonra havada bilr hızlı bir şekilde istediğiniz yöne doğru kaçmak ve düşmanlara beklemedikleri yönden saldırmak mümkün. Benim en sevdiğim stil bu oldu oyunda.
     
          2-Swordmaster: Dante’nin kılıç kullanma yeteneğini bir kademe ileriya taşıyan bu stilde, Dante kılıcını parmağının ucunda bir pervane gibi çevirebiliyor, havada düşmanlara kılıcı ile saydırıp yüksek hasar verecek kombolar yapabiliyor ve hatta kılıcını düşmanlara fırlatabiliyor. Eğer kaçmak yerine düşmanlara saldırıp onları en kısa sürede yere indirmek istiyorsanız, bu sizin stiliniz.3-Gunslinger: Kılıç ve benzeri yakın mesafe silahlarından çok tabanca ve diğer ateşli silahların kullanımını öne çıkaran bir dövüş stili bu. Dante bu modda estetik bir biçimde silahlarını çevirirken dört bir yanındaki düşmanlara yönelik ateşli saldırıda bulunabiliyor. Kalabalık düşman gruplarının ortasında kalındığında büyük bir ihtimalle güzel bir çözüm olabilecek bir stil.4-Royalguard: Trickster’da olduğu gibi, saldırı yerine korunmayı öne çıkaran başka bir dövüş stili bu.
     
          Dante’nin saldırılara karşı olduğu yerde korunma almasını sağlıyor ve kontra atak ile düşmanlarını gafil avlamasına yardımcı oluyor. Boss savaşlarında pek faydalı olmasada normal durumlarda kullanılabilir, ama bence stillerden en iyisi değil.
     
          5-Quicksilver: Dante’nin zamanı kontol etmesini sağlayan bu stil ile çevrenizdeki zamanı yavaşlatıyorsunuz ve düşmanlarınız ağır çekimde hareket ederlerken onlara tüm hızınız ile saldırabilmenin avantajını yakalıyorsunuz. Bu yeteneği level up ile güçlendirmediğiniz sürece çok büyük bir faydası yok, 10-15 saniyelik bir avantajınız oluyor ve büyü enerjinizin tamamını harcıyor. (Oyunun başlangıcında bu yeteneğe sahip değilsiniz)
     
          6-Doppelganger: Gölgenizi çağırıp onu yanınızda savaştırarak düşmanlara iki kat hasar verebiliyorsunuz bu stil sayesindede. Dante’yi takip eden gölgesi onunla eş zamanlı olarak saldırdığı düşmana ve çevresine saldırarak işleri kolaylaştırıyor fakat level up olmadan bu yeteneğinde kullanılış süresi kısa ve büyü enerjisini çabuk harcıyor. (Oyunun başlangıcında bu yeteneğede sahip değilsiniz) B-Guns:1-Ebony&Ivory: Dante’nin kendi dizaynı olan klasik tabancaları. Hızlı atış ve saydırma için tek tercihiniz.2-Shotgun: İlk iki oyundan pekte yabancı olmadığınız sawed-off shotgun modeli. Düşmanları tek atış ile uçurabilir, büyük hasarlar verebilirsiniz.
     
          3-Artemis: İlk oyundaki Nightmare isimli silaha benzeyen, enerji şarj edip düşmanlara ateş eden silah.4-Spiral: Bir çeşit uzun mesafeli top atışı yapabilen silah. Oldukça ağır fakat tahribat gücü yüksek, ayağınız yerde olmadıkça kullanamazsınız.5-Kalina Ann: Lady’nin silahı, basit olarak bir roket atar olarak tanımlayabiliriz fakat atış mesafesi oldukça kısa.Not: Bu silahların çoğuna oyun başında sahip değilsiniz ve oyunda ilerledikçe karşınıza çıkacaklar. Buradaki tanımlar silahların normal güçleri göz önüne alınaray yazılmıştır, “Gunslinger” stili ile silahların değişik kullanımlarını yakalamak elinizde. C-Devil Arms:
     
          1-Rebellion: Dante’nin oyun başlangıcında sahip olduğu kılıç, önceki oyunlardaki klasik kullanıma sunulan kılıçlardan genel olarak farksız.
     
          2-Cerberus: Bir çeşit nunchaku, fakat üçtane sapı var, çok hızlı ve yüksek sayıda darbeli kombolar yapmak için ideal. Buz’un element gücünü kullanıyor.
     
          3-Agni&Rudra: Çifte kılıç, Dante’nin iki ayrı kılıcı kullanmasını sağlayan bu silahlar sayesinde hızlı bir şekilde saldırının dışında ateş ve fırtına’nın element gücünede sahip oluyorsunuz.
     
          4-Nevan: Balta ile elektro gitarın bir karışımı desem bana inanacakmısınız sanki? Oyunda alana kadar bekleyin, pek kullanmak istemedim bana saçma geldiği için fakat yakın mesafece sizi saracak düşmanlara karşı her yöne etkili bir silah.
     
          5-Beowulf: Benim favori silahım. Devil May Cry’daki Ifrit isimli silahı hatırlıyor ve seviyorsanız bunuda seveceksiniz demektir. Çünkü alevli olmamasına rağmen kullanılışı Ifrit ile tamamen aynı. Dante’nin ellerine ve ayaklarına geçen, pençeleri andıran bu sırhlar sayesinde düşmanlarınıza, yumruk, tekme, aparkat, uçan tekme ve aklınıza getirebileceğiniz her tür yakın dövüş hareketi ile saldırabiliyorsunuz. 
      
        Not: Bu silahlarında çoğuna oyun başında sahip değilsiniz, ve ele geçirmek için sabırlı olun, aynen guns kısmında olduğu gibi buradaki silahlarında güçlerini “Swordmaster” gibi bir stil kullanarak attırmanız ve değişik kullanımlara sahip olmanız mümkün.Evet, oyundaki silahların ve yeteneklerin tümü bu, oldukça tatmin edici bir liste sanırım, özellikle Devil May Cry 2’deki silah kıtlığının ardından. Unutmayınki Devil Arms listesinin altındaki silahların tamamının kendine has yetenekleri var ve bunları zaman içersinde alabiliyorsunuz. Burada yapacağınız kombinasyonlar çok önemli fakat bölüm sonu boss’ları ile kapışmalarınızda “Trickster” stilini öneririm, bu sayede saldırılardan kolayca kaçıp onlara karşı saldırıda bulunabilirsiniz. Bütün bu bilgiler ve oyunun size verdiklerine dayanarak artık kendi dövüş stilinizi yaratmak elinizde, bu esnek sistemin değerini bilin ve tadını çıkarın demekten başka bir şey kalmıyor artık bu konuda. Unutmadan, Dante’nin “Devil Trigger” ismi verilen ve şeytani bir yaratığa dönüşebildiği gücünde oyunda olduğunu ve kullanımı sırasında Dante’ye ekstra hız ve güç olarak dönüyor. Yine L1 tuşu ile bunu gerçekleştirebiliyorsunuz fakat oyunun belli bir noktasına kadar bu yeteneğe sahip değilsiniz. Son olarakta dövüş stillerinizi kendinizin level up yapamayacağınızı ve zaman içersinde bu stilleri kullancıkça tecrübe kazanıp level up’a ulaşabileceğinizi hatırlatırım.  
     
          PUANLAMA VE KOMBO SİSTEMİKombo yaparken, yine klasik Devil May Cry tarzı mesajlar ile karşılaşıyoruz kombo sayınızı yükselttikçe, Dope!, Alright! ve benzeri mesajlar siz düşmanlara kombo yaparken ekranın sağ üst köşesinde beliriyorlar ve altlarındaki küçük ibre sizin komboya devam edip etmemenize göre azalıyor veya çoğalıyor, eğer ibrenin yokolmasına izin verirseniz bir sonraki seviyeye yükselemiyorsunuz ve kombo seviyeniz azalıyor buna bağlı olarak oyunun bazı noktalarında çıkan heykellere aynı kombo mantığı ile saldırıp en yüksek seviyere ulaşarak onları kırabilir ve içinden çıkacak eşyaları alabilirsiniz (genelde blue orb fragment oluyor bu). Bunun oynanışa bir etkisi olmasada, bölüm sonundaki istatistiklerde Stylish seviyenizin yüksek olup olmaması ve buna bağlı olarak ekstra puan alıp alamamanız buna bağlı. Her bölüm sonunda karşımıza çıkan karnemizde, oynayışımıza göre A ve D arası notlandırılıyoruz, eğer en yüksek seviyelere ulaşabilirsek S puanlamasını bile alabiliyoruz. Bölüm boyunca ne kadar canımız gittiğinden tutun, harcadığımız zamana, yaptığımız kombolara ve kullandığımız item sayısına kadar her şey değerlendiriliyor. İyi bir şeytan avcısı olup olmadığınızı bu notlardan anlayabilirsiniz.
     
          ALIŞ-VERİŞ VE UPGRADEÖnceki oyunlarda olduğu gibi, Dante’yi desteklemek üzere bazı eşyalar bulunuyor oyunda. Bunları ya oyun sırasında yerden buluyorsunuz, ya bölüm arasında “customize” seçeneğini seçerek alıyorsunuz, yada oyun sırasında tanıdık olduğumuz altın heykellerden alıyorsunuz. Yetenek ve eşya satın alma sistemi önceki oyunlar ile tamamen aynı. Düşmanlarınızı öldürdüğünüzde yada bazı eşyaları kırdığınızda ortaya çıkan red orb’ları topluyorsunuz ve bunları harcayarak istediğinizi alıyorsunuz. Oyundaki temel, satın alınabilecek eşaların listesi, Customize menüsünden ulaşabileceğiniz kısımların tam listesi ve işlevleri aşağıda. A-Items1-Vital Star S: Canınızı 4-5 kademe kadar tamlayan yeşil yıldız2-Vital Star L: Canınızın tamamnın tamlayabiliyor3-Devil Star: Büyü enerjinizi tamlamaya yarıyor4-Holy Water: Kutal su, adındanda anlaşıldığı gibi, kullanıldığında çevrenizdeki düşmanlara oldukça yüksek hasarlar verebiliyor.5-Blue Orb: Bu orb ayrı parça halinde bulunuyor ve hepsini bulduğunuzda bir olup Dante’nin can kapasitesini yükseltiyor.6-Purple Orb: Dante’nin büyü gücünü arttırmaya yarıyor, devil trigger modunda daha fazla kalmak istiyorsanız buna ihtiyacınız olacak.7-Gold Orb: Eğer oyun sırasında enerjiniz biter ve ölürseniz continue seçeneği ile bulunduğunuz kısıma baştan başlamak yerine bunu kullanarak hemen başlıyorsunuz. Zorlu bir boss kapışmasında çok faydalı olabilir. B-Customize1-Style: Oyunda kullandığınız stilleri buradan değiştirebilirsiniz2-Equip: Kullanacağınız kılıç ve benzeri silahlar ayrıca ateşli silahları buradan belirleyebilirsiniz3-Item: Eşya satın alma ekranı, yukarıdaki listedeki eşyaları buradan satın alabilirsiniz.4-Action: Kılıç ve benzeri yakın mesafe silahlarınıza yeni yetenekler alabilir ve güçlerini arttırabilirsiniz5-Guns: Ateşli silahlarınızın güçlerini arttırmak için bu kısıma uğramalısınız
     
          Oyun içersinde silahlarınızı ve stilinizi değiştirip eşya satın almanız mümkün olmasa bile silahlarınız, düşmanlarınız ile ilgili bilgilere ulaşabilir, komboları görebilir, haritaya ulaşabilir ve sahip olduğunuz eşyaları kullanabilirsiniz. Bu menülerin tümüne Dual Shock 2’nin yön tuşlarını kullanarak ulaşabilirsiniz. İlk kullanımda hangisinin hangisi olduğu kafanızı karıştırabilecek olsada bir sure sonra alışacaksınız.
     
          KONTROLLER
          Oyunun dövüş sistemine bu kadar övgüler yağdırdıktan sonra herhalde kontroller rahatsız olsaydı bu çok büyük bir kayıp olurdu. Gerçi önceki Devil May Cry oyunlarındaki kontrol sistemi olduğu gibi muhafaza edilmiş, ve hiç bir eksiği olmadan bize tekrar sunulmuş. Tek değişiklik dövüş stilimize özel olan düğme. (değiştirmezseniz yuvarlak) ve dinamik olarak silahlarınızı değiştirmeye yarayan düğmeler (L2 ve R2). Önceki oyunlardaki gibi R1 ile düşmanlara kilitlenebiliyoruz ve ilk kilitlenilen düşmen genelde önümüzdeki oluyor, yinede L3’e basarak hedef değiştirebilirsiniz. L1 tuşu yine “Devil Trigger” olarak karşımızda. Bunun dışında üçgen normal saldırı, yuvarlak stile özel saldırı, kare silahlarımızı ateşleme ve X tuşu ise zıplama olarak geçiyorlar. (Eğer değiştirmezseniz). Select tuşu ise ilk oyundan tanıdığımız “taunt” yani düşmanlarınız ile “come on!” şeklinde alay etmenize yarıyor, start tuşu ile ise oyunu durdurup ara menüye ulaşmanızı sağlıyor. Yön tuşları inventory ve benzeri komutlara atandıkları için Dante’yi sadece sol analog ile yönetebiliyorsunuz, ve sağ analog ise kamera açısını ayarlamanıza yarıyor, R3 ile kamera’yı direk Dante’nin arkasına geçirebiliyorsunuz. (Bazı alanlarda kamera’yı oynatmak mümkün olmuyor, sabit kamera açıları kullanılmı. Daha öncede belirttiğim gibi yön tuşları ile değişik menülere ulaşıyorsunuz ve bunlar sırası ile: Yukarı: kullanabileceğiniz eşyalar, Sağ: harita, Aşağı: silahlar, Sol: dosyalar / bilgi. Oyunda bir iki yerde kamera açıları işleri zorlaştırır gibi olsada, bir kere alıştınızmı hiçte zorluk yaşayacağınızı sanmıyorum, sonuç olarak bir düşmana kilitlendiğinizde kamerada direk o düşmana yöneliyor ve görmediğiniz bir noktadan size saldırı şansları azalıyor.
     
          Devil May Cry 3’ün kontrol sistemi ile dövüş sistemi gerçekten harika işliyor, tek sorununuz normal ve üzeri modlarda otomatik ateş şansınız olmadığı için yuvarlak tuşuna sürekli basmaktan yaşayabileceğiniz parmak ağrıları olabilir. GRAFİKLERGrafikler için Devil May Cry ve Devil May Cry 2’nin mükemmel bir bileşimi diyebiliriz. Karakter modellemeleri her iki oyundanda daha iyi bu oyunda, ve alanların genel olarak genişlikleri ve yapıları ilk oyunu andırıyor. Devil May Cry 2’deki detaysız ve gereksiz büyük alanlar yerine Dante’yi daha yakından görebildiğimiz ve ilk oyuna benzeyen bu sistem çok daha iyi olmuş. Oyundaki yeni efektler gerçektende göz dolduruyorlar, patlama, alev, bulanıklık efektleri, dinamik gölgeler ve düşmanları öldürdüğümüzde kum olup yere akmaları gibi detaylar 60fps hızında ve aksiyondan hiç bir şey kaybetmeden karşımızda. Tek sorun, PlayStation 2’nin klasik problemi olan aliasing olabilir, fakat yinede sağda solda göreceğiniz bu tırtıklar oyunun grafiksel güzelliğini gölgede bırakacak kadar büyük değiller. Özellikle yer altı dünyasını görene kadar bekleyin, Devil May Cry 3, PlayStation 2’nin en iyi grafikli oyunu olmasada gerçekten çok başarılı grafikler sunuyor. Özellikle ara sahnelerde kendini belli eden görsellik ise göz doldurucu. Bazı noktalarda çok abartılı olsalarda, ara sahneler gerçekten çok uğraşılarak hazırlanmışlar ve yeni nesil oyunlarda moda olduğu gibi Matrix benzeri, yavaş çekim, değişik kamera açıları ve benzeri efektler kullanıyorlar. Karakterlerin göz parıltılarına ve surat mimiklerine kadar detaylı bir biçimde modellendikleri bu videoları abartılı anları dışında çok beğeneceksiniz. Genel olarak bakıldığında Devil May Cry 3 gerçekten göz dolduruyor ve grafiksel olarak PlayStation 2 oyunları arasında üst sıralarda yer alabilecek bir oyun. Ayrıca tamamen sıfırdan başlanılarak yaratılmış grafik ve oyun motoru fizikleri bir harika, ve yaptığınız hareketlere göre verilen tepkiler mükemmel.
     
          SES VE MÜZİKLER
          Devil May Cry’da ilk yaratık ile karşılaştığınızda çalmaya başlayan ve oyuncuyu sonuna kadar dövüşün havasına sokan, hızlı ve ritmik müzikleri hatırlarmısınız? Evet, ikinci oyunda bu tarz müzikler kulağa hoş gelmekten çok aynı ritmi tekrar ederek sinir bozucu bir hale geliyorlardı, fakat Devil May Cry 3’teki bütün, tekno, rock ve diğer türdeki enstrümantal şarkılar kulağa hoş gelecek biçimde hazırlanmışlar ve gerçekten oyuncuyu havaya sokmaya yetiyorlar. İlk oyundaki harika seslendirmeleri hatırlarsınız herhalde, ikinci oyunda berbat bir hale gelmişlerdi ve sinir bozuyorlardı, üçüncü oyunda ise aynen ilk oyunda olduğu gibi harika seslendirmeler yapılmış, ve oyundaki bütün karakterlerin seslendirmeleri son derece başarılı. Dante’nin sağda solda bağırıp çağırmasından tutun, Vergil’ın insanı korkutacak tondaki sesine kadar herşey harika. Müzikler ve seslendirmeler dışında, patlamalar, kılıç ve silah seslerinden tutunda ambiyans ve benzeri seslere kadar herşey çok kaliteli. Eğer ses sistemine sahipseniz bütün bunları DolyProLogic II veya DolbyDigitalProLogic II desteği ile yaşayabilecek olmanızda cabası. SONSÖZDevil May Cry daha önce hiç böyle olmamıştı. Gerçektende Devil May Cry 3: Dante’s Awakening baştan sona soluk kesici bir oyun. İlk iki oyunda aksiyonun bu denli yüksek noktalara taşındığını görmemiştik. Bazı nedenlerden dolayı hala ilk Devil May Cry oyununu özleyebilirsiniz (ben özlüyorum) fakat Devil May Cry 2 gibi bir hayal kırıklığı yaşamayacağınız ve üçüncü oyunu ilk oyun kadar seveceğiniz kesin. Dante’nin yaşı itibarı ile daha hareketli, çocuksu ve alaycı davranması bazen size itici gelebilir fakat sizi Devil May Cry 2’deki asık suratlı Dante’den daha çok eğlendireceği kesin.
     
          CAPCOM gerçektende ikinci oyunda yapılan hatalardan büyük ders almış ve Devil May Cry 3’ü son senelerde bulabileceğimiz en iyi aksiyon oyunu haline getirerek karşımıza çıkarmış. Oyunun ara sahnelerinde, Dante ve Lady tarafından yapılan, abartı oranı yüksek hareketler bazen garip gelip komik kaçsada, oyundaki herşeyin detay oranı çok yüksek, ve sanatsal açıdanda bir bütün olarak harika bir oyun Devil May Cry 3: Dante’s Awakening. Oyunu bitirdiğinizde kesinlikle tekrar oynamak isteyeceksiniz, değişik kombinasyonlar, yeni stiller ve silahlar kullanmak her zaman eğlenceli ve Devil May Cry 3’ün oynanış süresini uzatan faktörlerden birisi. 20 temel ve uzun görevin yanı sıra pek çok gizli görev ve oyunu bitirince sürprizler içeren bu oyun sizi çok uzun bir sure oyalamaya yetecekte artacak bile. Sonuç olarak eğere aksiyon oyunu seviyorsanız ve daha önce Devil May Cry oynamadıysanız bile bu çok iyi bir başlangıç olabilir sizin için. Konusundan, grafiklerine, oynanışına, ve seslerine kadar harika bir oyun duruyor karşımızda. Bence CAPCOM’un Resident Evil 4’ün yanında bu senenin en büyük bombası olan bu oyunu sakın kaçırmayın.


Devil May Cry 3 Special Edition


PC kullanıcıları tarafından PS 2'nin en kıskanılan oyunlarından biri kuşkusuz DMC'dir. Geçtiğimiz sene CAPCOM hem RE 4 hem de DMC 3'ü PC için piyasaya süreceğini açıkladığında çok sevinmiş ve şaşırmıştım. Çünkü DMC PS 2 için büyük bir kozdu. Serinin ilk oyununu gördüğümde keşke PC içinde çıksa da bizde oynayabilsek diye iç geçiriyordum. İlk olarak neden daha birincisi çıkmadan üçüncü oyunu oynuyoruz diyebilirsiniz. Bunu iki nedeni olabilir. Birincisi serinin ilk oyunun teknik açıdan artık çok eski olması ve PC'ye çıkmasının gereksiz olması olarak gösterebiliriz. İkinci neden ise konuyu okuduğunuzda neden 3. oyundan başlandığını anlayabilirsiniz. Tabii bunlar benim düşüncem. Sonuç olarak uzun bekleyişimiz sonu erdi ve DMC 3 PC barında.

DMC 1 de Dante binlerce yıl önce şeytanla savaşıp insanlığı kurtaran bir yarı-şeytan, yarı-şövalye Sparta'nın oğlu. Devil May Cry isimli bir ofisi var anlaşılacağı gibi şeytan avcılığı yapıyor. Ayrıca Dante'nin de şeytani güçleri var. Bu güçlerini tabii ki yarı şeytan olmasına borçlu. Bir gün ofisindeyken bir kadın gelip babası tarafından hüküm giydirilen Maldur isimli bir şeytanın hapisten kurtulduğunu haber verir.) Dante de onu durdurmak için yola çıkar. DMC 2 ilk oyundan sonrasını işliyordu ama onu karıştırmaya gerek yok. DMC 3'te ise Dante'nin Devil May Cry ofisini açtığı ilk yıllara götürüyor bizi. Şeytani güçlerini kazanmadan çok, çok önceye. DMC 3'ün konusu tamamen Dante'nin günümüzdeki halini nasıl aldığını anlatıyor. Dante ofisini açmaya hazırlanırken Arkham adında bir adamdan gelip Kötü kardeşi Vergil'in Dante'ye bir mesajı olduğunu söylüyor ve Dante masasını fırlatıyor ve oyunumuz başlamış oluyor.

Konu gayet net. DMC serinin öncesine gidiyor ve Dante'nin nasıl bu işlere bulaştığını bize gösteriyor. Günümüzde izlenen seri halini almış pek çok film başlangıçtan öncesine ( bkz. Batman Begins ) gider. Demek ki yaratıcılık kalmayınca böyle bir yola gidiliyor. Neyse eleştirilerimize son verip incelemeye devam edelim.

Dante ofisinden sakin bir şekilde otururken aniden birçok yaratığın saldırısına uğruyor. Aldığı darbelere aldırmadan müzik kutusuna gidip şarkısını seçiyor ve kılıcını alıp düşmanlara dalmaya başlıyor ve burada kontrol bize geçiyor. Oyun şu ana kadar oynadığınız beklide en tempolu oyun. Ara demolar hariç dinlenme şansınız hemen, hemen yok gibi. Bazı mekanlarda birkaç dakika kadar bir şey yapmadan dolaştığınız oluyor ama çok nadir. Onun dışında oyun sizi hiç boş bırakmıyor. Sürekli yaratık biçmekle uğraşıyorsunuz. Ama bu belli bir zaman sonra sıkar diyeceksiniz. Fakat hiçte öyle değil. Yapabileceğiniz sayısız kombolar ile her seferinde değişik bir ölüm şekli yaşatabiliyorsunuz yaratıklara. Mesela kılıçla başladınız vurmaya ve alttan darbeyle havaya fırlattığınız yaratığı, tabancayla vurmaya devam edebiliyorsunuz. Burada anlatırken pek bir şey anlaşılmıyor, oynayıp görmeniz lazım.

Dante öyle hareketler yapıyor ki MATRIX filmindeki hareketler solda sıfır kalır. Ayrıca durumlara göre söylediği laflar, yaratıklarla dalga geçmesi gayet hoş. Dante çok cool bir tip. Genç olmasının da verdiği umursamazlık halleri çok iyi yansıtılmış oyuna. Elemanın yaptığı hareketler bir süre sonra göze hoş görünmekten çok itici gelmeye başlıyor. Düşünsenize Dante'ye biri roket sallıyor, Dante'de roketin üstüne binip sörf yapıp geri gönderiyor. Tamam oyunlarda her zaman abartı olu ama bu kadarı biraz fazla. Bu sadece ufak bir örnek, daha nelerle karşılaşacaksınız.

Şimdi de Dante'nin kullanabildiği ve zamanla geliştirdiği yeteneklere değinelim.

Trickstar: Bu yetenek sayesinde Dante daha hızlı hareket edebiliyor ve saldırılardan kaçıp karşı saldırı için hazırlanabiliyor.

Swordmaster: Kılıç kullanmadaki ustalığınızı ve verdiğiniz hasarı yükselten bir stil.

Gunslinger: Bu seferde ateşli silahlarla ilgili çeşitli özellikler kazanıyorsunuz.

Royalguard: Bu stil ise savunma ağırlıklı. Dante sabit halde gard durumuna geçiyor ve saldırıları savuşturabiliyor.

Quicksilver: Zamanı yavaşlatabildiğimiz bir stil. Ama sadece düşmanlar için zaman yavaşlıyor.

Doppelganger: Gölgenizi çağırıp iki kişi olarak saldırabiliyorsunuz. Tabii ki verdiğiniz hasar ikiye katlanıyor.

Dante ile birlikte yaratıklar üzerinde birbirinden değişik silahları deneme şansı bulacaksınız bunlara da kısaca bir bakış atalım.

Rebellion: Standart kılıcımız. Oyunun ilk bölümleri için gayet yeterli.

Cerberus: Üç saplı nunchaku. Çok seri ve buz elementi gücü ile daha etkili.

Agni&Ruda: Ateş ve su elementlerini kullanan çift kılıç.

Nevan: Balta veya elektro gitar arası bir silah. Yakın mesafede pek bir kimse duramıyor karşısında.

Beawolf: El ve ayaklarınıza taktığınız pençelerle yakın dövüş hareketlerini düşmanlarınızın üstünde deniyorsunuz. Sanıldığının aksine çok etkili.

Ateşli silahlarda şöyle.

Ebony&ivory: Oyundaki başlangıç silahımız. Çift tabanca. Yaratıklara saydırmak çok zevkli.

Shotgun: Action oyunlarının olmazsa olmazlarından. Pompalı çok etkili olmasına rağmen oyunun temposuna pek ayak uyduramadığı için pek tercih edilmiyor.

Artemis: Enerji şarjı ile çalışan silah.

Spiral: Çok etkili bir silah. Kullanırken ayaklarınızın yerde olması gerekiyor.

Kalina Ann: Bu ise oyunumuzun roket atarı.

Itemleri de açıklayıp bu bölümü sona erdirelim.

Vital Star S: Gücünüzün bir kısmını doldurur.
Vital Star: L: Gücünüzü tamamen doldurur.
Devil Star: Büyü gücümüzü dolduruyor.

Holy Water: Düşmanlara yüksek hasarlar vermenizi sağlıyor.

Blue Orb: Dante'nin yaşam kapasitesini arttırıyor.

Purple Orb: Büyü kapasitesini arttırıyor.

Gold Orb: En kıymetli item. Öldüğünüz zaman öldüğünüzde baştan oynamak yerine kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz.

Red Orb: Düşmanlarınızı öldürdüğünüzde, etraftaki nesneleri parçalayarak veya orb kristallerini kırarak elde edebiliyorsunuz. Bunlarla silahınıza yeni özellikler eklenir ve daha güçlü hale gelmelerini sağlar.

Mekan tasarımları oyunun atmosferini tamamlar biçimde. Çoğu gotik ortamlarda geçiyor. Yani fantastik bir dünya olduğu her yerinden belli oluyor. Ama etkileşimin etraftaki birkaç eşyayı kırmaktan öteye gidemediğini söylemem gerek. Bu kadar action dolu bir oyunda ortalığın darmadağın olmasını isterdim. Laf aramızda zaten savaştığımız ortamlar genelde kırık dökük zaten.

Pek çok çeşitte yaratığa karşı savaşacağız. Bunlar genelde korku filmlerinden fırlamış hilkat garibeleri. Bu hilkatler pek aptalda sayılmazlar. Doğrusunu söylemek gerekirse DMC 3 şu ana kadar oynadığım en zorlu action oyunlardan biri. Hele bölüm sonu boss'ları tam bir bela. Bu boss'lar genelde ekranın yarısını kaplıyorlar. Genelde zayıf noktalarını bulmak gerekiyor. Küçük bir tavsiyede bulunayım,bunlara karşı sürekli hareket halinde olun.

Bölüm başlamadan önce Cutomize seçeneğinden bölümde hangi silahları kullanacağımızı belirliyoruz. Eğer ihtiyacımız varsa ki kesin oluyor istediğimiz item'leride seçip bölüme başlıyoruz. Genelde bölüm başlarında yapacağımız kombolor bize gösteriliyor. Ne kadar çok kombo sıralamada o kadar yükseğe çıkmanızı sağlıyor. Zaten DMC'nin özelliği bu kombolar. Dövüş sırasında çok hızlı bir şekilde silah değiştirmenizde mümkün. Mesela zıpladınız ve yaratığa tabancayla saydırmaya başladınız hemen pompalıyı seçip onunla olaya devam edebiliyorsunuz. Yani action hiç kesilmiyor. İlk başlarda zorlansanız da zamanla kontrollü kombolar yaparken buluyorsunuz kendinizi. Dante savaşırken resmen dans ediyor. Bu dansa yaratıkları da kaldırıyorsunuz.

Peki bu kadar bol hareket çeşitliliğin olduğu bir oyunda kontroller nasıl olur diyeceksiniz? İşin aslı oyunu klavyeyle oynamak biraz sancılı. Artık bu tarz oyunlar PC platformu içinde fazlaca çıkmaya başladı. O bakımdan piyasada uygun fiyata çok güzel joypad'ler bulabilirsiniz. Tavsiyem bu oyunu joypad ile oynamanız. Klavyeyle komboları yapmak büyük problem oluyor.

Oyundaki gölgelendirmeler, parçalanmalar ve ışık oyunları çok iyi olmasa da gözü tırmalamıyor. Zaten yoğun aksiyon sırasında bunları incelemeye pek vaktiniz kalmıyor. Bu tür oyunların bazılarında olan geçtiğiniz yerlerdeki düşmanlarınızın daha sonra tekrar dirilmesi olayı maalesef DMC'de de mevcut. Bu işi yapmak resmen angarya. Aynı yerdeki yaratıkları tekrar, tekrar öldürmek insanı sıkıyor. Ara demolara da söylenecek fazla bişey yok. Gayet güzel. Unutmadan oyunu bitirdikten sonra Dante'nin kardeşi Vergil ile oynamaya da hak kazanıyorsunuz. Ama oynanışa önemli bir katkısı olduğunu sanmıyorum.

Maalesef kamera için çok iyi konuşmayacağım. Ama diğer oyunlardaki kadar kötü olduğu da söylenemez. Bazen çok alakasız açılarda olabiliyor, fakat kamerayı ayarlamanızı sağlayan tuş ile bu işinde üstesinden gelebiliyorsunuz. Herkes niye kameranın karakterimizin arkasında takip etmediğinden şikayet eder. Öyle bir sistem DMC'ye hiç uymaz. Çünkü değişik kamera açılarıyla yaptığınız hareketleri izleyebiliyorsunuz.

Grafikler konsol çevirisi olmasına rağmen hiç de fena sayılmazlar. Hepsi göze hoş görünüyorlar. Sesler ve müzikler oyunun en büyük artısı. Dante'nin lafları ve dövüş sırasında çalan çok sıkı parçalar mevcut. İnsanın coşası geliyor.


Devil May Cry 4


Birçok sevdiğim yapımcı vardır ama nedense Capcom'un yeri hep benim içimde farklı oldu. Gerek Resident Evil serisi, gerek Onimusha serisi olsun hep sevdiğim tarzda ve atmosferiyle ilgi çekici harika yapımları, biz oyun severlere sundular. Devil May Cry (DMC) da bu sevilen seriler arasındaki yerini aldı. DMC gotik tasarımı, aksiyonu ve hızlı oynanışıyla birçok oyuncu tarafından sevildi. Yapımın içeriği, kurgusu ve oynanışından farklı olarak karakteri de ön plandaydı. Alaycı, komik, karizmatik ve asla pes etmeyen Dante, oyun dünyasının en sevilen karakterlerinden biri oldu. Kendine ait mizahı bunda en büyük etkenlerden biriydi. İkinci oyun fiyaskoydu, doğruya doğru büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı. Birinci oyunu mumla aramıştık. Ancak DMC üçüncü oyunla birlikte bel kemiğini düzeltti. En önemlisi bu sefer Dante'nin karşısında ikiz kardeşi Vergil vardı. Özellikle Vergil'le olan son karşılaşma nefes kesiciydi. En sevdiğim oyun sahnelerinden biri de bu dövüştür. Üçüncü oyundan sonra DMC 4 adı duyulmaya başlandı. DMC 4 birçok açıdan merak ediliyordu. Oyunla ilgili ilk verilen bilgiler biraz ön yargılı yaklaşmaya neden oldu. Birincisi DMC 4'ü ikinci oyunu yapan ekip hazırlıyordu, ikincisi bu sefer Dante yerine Nero adında farklı bir karakter esas oğlandı. Bu iki sebep serinin benim gibi müdavimleri için hayal kırıklığı oldu. Aradan geçen zaman içinde yapım yeni nesil konsollara çıktı ve gerçekten iyi bir oyun olduğunu da kanıtladı. Böylece ön yargı bulutları da kalkmış oldu.

Şeytan avı

DMC 4, en başta sadece PS3 için duyurulmuştu. Ancak sonradan X360 ve PC versiyonları da Capcom tarafından onaylandı. Oyunun konsol versiyonları Şubat ayında raflardaki yerini aldı, ancak PC versiyonu daha port edilmekte olduğundan dolayı daha geç piyasaya sürüldü. Hatta tam sürümden önce bir tane de demo yayınlandı ki, demo Capcom'un port işini kıvırdığının kanıtıydı. Çünkü firmanın daha önceki yapımlarda PC portları kötü oluyordu. Lost Planet'in PC versiyonu çoğu sistemi kastırmıştı. Ancak sonradan gelen yamalarla daha elle tutulur hale gelmişti. Ancak DMC 4'ün daha demosunda optimizenin iyi yapıldığı belliydi. PC versiyonuyla ile ilgili ilk önemli nokta zaten burada kendini belli ediyor. Oyun demosunda belli olduğu gibi çok iyi bir şekilde port edilmiş ve çoğu sistemde oynanabilecek kadar güzel bir optimize yapılmış. Capcom, MT Framework grafik motorunu PC'ye iyi uyarlamış. DMC 4 konsollarda hoş ve güzel bir görselliğe sahipti. Aynı şekilde PC'de de bu durum devam ediyor, hatta PC'de daha yüksek ve akıcı bir FPS'ye sahip. Grafiksel olarak ışık efektleri ve gölgelendirmeler güzel yapılmış. Ancak bir iki yerde gölgelendirmede biraz sorun vardı, ancak buna da çok dikkat edilirse belli oluyor. Başkarakter modellemeleri ayrıntılı yapılmış. Onun dışındaki düşmanlar ve diğer modellemeler de kaliteli. Modellemelerle birlikte özellikle animasyonlar gerçekçi olmuş. Dövüşlerde animasyonlar iyice ön plana çıkıyor. Karakterlerin hareketleri çok iyi kotarılmış. Tabii böylesi dövüşün ön plana çıktığı bir yapımda, animasyonların kütük gibi olması beklenemezdi. DMC 4 Directx 10'u da destekliyor. 10'nun Directx 9'la arasında biraz bir fark var, ama şahsen çok fazla bir etkisi olduğunu göremedim. Ancak Directx 10'da ışıklandırma biraz daha dikkat çekici oluyor.

Genel olarak bölüm tasarımlarımda oyunun dünyasına bağlı kalarak gene gotik bir tema ve mimari hakim. Yapım içinde grafiklerle birlikte en güzel kısımlardan biri çok iyi hazırlanmış olan Cut-Scence'ler. Gelelim diğer bir noktaya yani ses kısmına. Seslendirmeler çoğu Capcom oyununda olduğu gibi kaliteli. Tüm seslendirmeler profesyonelce yapılmış. Seslendirmelerle birlikte efektler de genel olarak çok iyi. Kılıcın eti kestiği andaki o sesi bile neredeyse duyabilirsiniz. Seslerle birlikte oyunun müzikleri gene en can alıcı noktalardan biri. Hele ki dövüşlerde çalan hareketli gaz parçalar, oyuncuyu iyice havaya sokuyor.


Kim kimdir? Neyin nesidir?

DMC 4'le birlikte seride olan değişiklik Dante'nin arka plana itilmesi ve Nero adında farklı bir karakterin bu sefer maceranın asıl adamı olması. Nero, Order of the Sword'a bağlı biri. Kendisi bir kadına da oldukça aşık ve onu çok seviyor. Oyunun konusu da zaten bu olaylar çerçevesinde şekilleniyor. Aslında olaylar garip bir şekilde gelişiyor. Zaten oyunun hemen başında Order of the Sword'un ayininde Dante tepeden ayinin ortasına inip, rahibi haklıyor. Burada Nero'yla (yani bizle) kapışıyor ve dövüş sonunda kaçarken Nero'ya ilginç açıklamalar yapıyor. Arka planda olan gelişmeler vs... var. Konuyu daha fazla açmayayım, oyunda ilerledikçe neyin ne olduğu ortaya çıkıyor. Ama şunu belirteyim, konu eski DMC oyunlarına göre havada kalmış. Senaryoyu pek çekici bulmadım.

Nero, ciddi biri ve Dante gibi her şeye gülüp geçmiyor. Çoğu şeyi ciddiye alıyor ve çabuk sinirleniyor. Bu yüzden Dante'ye alışan oyuncular için ilk zamanlarda ters gelebilir ancak Capcom iyi bir şekilde karakteri süzüp, DMC'ye dahil etmiş. Bir süre sonra alışabilirsiniz, hatta sevebilirsiniz de, oyuna bir şekilde yakışıyor. Nero, Red Queen kılıcını, Blue Rose silahını ve Devil Bringer şeytani gücünü kullanıyor. Red Queen ilginç bir kılıç. Kılıcın sapında bir motor sistemi bulunuyor. Aynı motosiklete gaz verir gibi Nero kılıcına güç veriyor. Kılıç kırmızı bir renk alıyor ve düşmanlara ateşli vuruşlar yapabiliyor. Özellikle combolarda oldukça etkili. Blue Rose üstünde altında birer namlu bulunan bir silah, pompalı gibi, ama tam olarak aynısı değil. Blue Rose'u genel olarak rakipleri yavaşlatmak için kullanabilirsiniz. Upgrade'leri yapıldığı zaman Devil Bringer sayesinde etkili ateş edebiliyor. Gelelim Nero'nun en büyük özelliğine yani şeytani yanı Devil Bringer'a. Devil Bringer kullanımı kolay ve oldukça etkili. Özellikle düşmanları yanınıza çekmek ve Boss'ların üstüne çıkıp vuruş yapmak gibi kolaylıklar sağlıyor. Düşmanları alıp hallaç pamuğu gibi sallayıp oradan buraya atabilirsiniz. Genel olarak karşımızdaki rakiplerin gücünü bir hayli götürüyor. Nero, Dante'ye göre daha az harekete sahip sanırım 40 küsür hareketi var. Ancak Devil Bringer ve Red Queen ikilisiyle birlikte, oldukça combo yapıp hareket ederek az sayıyı dengeliyor. Zaten Devil Bringer'ın güzelliği dahil olduğu combolarda ortaya çıkıyor. Çoğu düşmanının ve Boss'ların hakkından bu şekilde gelebilirsiniz.

Nero'yla neredeyse oyunun yarısından fazlasını oynuyorsunuz ve daha sonrasında kontrol Dante'ye geçiyor. Özellikle Nero'ya ve Devil Bringer'ın etkisine alıştıktan sonra Dante en başlarda biraz zor geliyor. Çünkü Devil Bringer'ın etkisi ve kullanımı kolay. Hal böyle olunca Dante'ye alışmak için kısa bir süre lazım. Dante yine en etkili karakter. Hareketleri Nero'nun iki katı ve işin içine Rebellion kılıcı Ebony & Ivory silahları ve Coyote-A giriyor. Dante, Nero'ya göre daha fazla ekipmana sahip. Dövüş stili olarak Trickster, Royal Guard, Gunslinger ve Swordmaster var. Tabii bu durumda Dante'yle farklı stillerde daha fazla combo yapıp, ekipmanları kullanınca rakiplerin yaşama şansı çok daha azalıyor. Hatta Nero'yla zorlandığınız çoğu Boss'u Dante'ye alışınca çok daha kısa sürede yenip geçebilirsiniz. Stiller arasında DMC 3'teki gibi oyunu durdurup geçmek gibi bir durum yok. Stiller arasında kolay bir şekilde geçiş yapılıyor. Aslında Dante'nin oynanışı genel olarak DMC3'le aynı sayılabilir. Dante, Nero gibi ciddi ve soğuk değil. Hatta dövüşlerde yine karşısındakiyle dalga geçip eğleniyor ve sizleri de PC başında güldürebilir. Her zamanki alaycı mizahi tavrı aynen devam ediyor. Şahsen Dante'yle oynamaya başlayınca "özlemişim seni" diye içimden geçirdim. Asıl şeytan avı Dante'yle oluyor. Ancak kötü bir yön var, Dante'yle oyunun kısa bir bölümünü oynuyorsunuz. Nero'ya göre oynanışı çok daha kısa, bu yüzden kötü olmuş, Dante'ye doyamıyorsunuz.

Eski ve yeni yüzler

Oyunda Lady ve Trish gibi eski yüzler de var. Trish ve Lady yeni nesil DMC 4 ile birlikte daha bir seksi olmuş. Artı olarak Nero'yla birlikte oyunda yeni karakterler olarak Kyrie, Credo, Gloria ve Agnus bulunuyor. Zaten Gloria DMC 4'te ilk karşılaşacağınız kadın karakter ve oldukça seksi bir karakter. Karşılaşma sinematiğini izlerken gözleriniz Gloria'ya kilitlenebilir.


Yapım genel olarak kaliteli olmuş, ancak eskileri de var. İlk olarak oyunun gamepad'le oldukça rahat oynanacağını belirteyim. Klavyeden kontroller zor, klavyeyle oynanabiliyor ama biraz parmak ağrısı yapıyor ve bazı seri hareketleri yapması zor oluyor. Bu yüzden ilk tavsiyem bir gamepad'le oynamanız olacaktır. Capcom oyuna fare desteğini koymuş, ancak oynanış içinde değil, sadece menüde kullanabiliyorsunuz. Keşke oyuna yaptıkları güzel portu kontroller içinde yapsalarmış. Birçok konsol portunda herhangi bir hareketin yapılması, kontrollerde gamepad tuşlarıyla ekranda gösterilir. Ama DMC 4'te böyle bir eksiklik yok. Yani ekranda gamepad'in hangi tuşu klavyede hangisi diye araştırmaya gerek yok. Direk gösteriliyor, aslında gamepad tuşlarıyla kontrolleri gösterme olayı çoğu konsol portu yapan firmanın en büyük hatalarından biri. Ama Capcom bu olayı yapmamış, tekrar etmemiş.

Oyunun belki de en büyük eksisi kendisini tekrar etmesi. Güzel başlıyor, oyuncuyu iyi sarıyor ama bir süre sonra tekrar ediyor. Dante'yle oynamaya başlayınca Nero'yla daha önce geçtiğiniz yerlerden geri dönüyorsunuz. Oyun bir süre sonra aynı bölümler etrafında dönmeye başlıyor. Ama oyunun dolu aksiyonu ve hareketli yapısı bir şekilde burayı bir şekilde kapatıp, oyuncuyu oyundan soğutmayı engelliyor. Tekrar edicilik sadece bölümler ve aynı yerlere geri dönüşlerle yaşanmıyor. Yapımcılar boss dövüşlerini bir hayli yüksek tutmuş. Çünkü oyun içinde aynı boss'larla üç kere karşı karşıya geliyorsunuz. Aynı bölümlerde turlamak gene bir şekilde kapatılsa da, boss dövüşlerinin bu tekrar ediciliği sıkabiliyor. Bir de Dante olayı aslında can sıkıcı sayılabilir. Tamam, Capcom Nero'yla yeni bir şeyler yapıp oyuna yenilik vermek istemiş ama sevilen Dante arka plana atılmış. Hatta sevenlerine ayıp olmasın diye Dante'yi sonradan oyuna zoraki sokmuşlar gibi bir izlenim veriyorlar.

Yapımın genel olarak oynanışı eski oyunlarla aynı. Orb'ları toplamak, önümüze çıkanı kesmek ve engelleri açmak atraksiyonlarına devam. Yani eskisinden bir şey kaybetmemiş. Fakat DMC 3'e oranla dövüşler, aksiyon ve karşılaşılan düşmanlar sanki biraz daha az gibi geldi. DMC 4'ün oynanışı genel olarak basit, arada çıkan bazı engeller de kolay sayılır, çözümleri de basit. Aslında genel içeriğe bakarsak, daha önce DMC oynamayan biri bile DMC 4'ü kolay bir şekilde oynayabilir.

Geri kalan ekstralar

Yapıma başlayınca Human ve Devil Hunter olmak üzere iki farklı zorluk seviyesi bulunuyor. Eğer kendinize güvenip daha tecrübeliyim derseniz, Devil Hunter seçeneğini tavsiye ederim. Oyunun böylece daha çok zevki çıkıyor. Daha başka zorluk seviyesi de var, ancak onlar DMC 4'ü bir kere bitirdiğiniz zaman açılıyor. Zorluk seviyesi demişken, PC'ye ekstra olarak Legendary Dark Knight ve Turbo modu DMC 4'e dahil edilmiş. Legendary Dark Knight'ta tek bir ekranda gelen birçok düşmana karşı savaşıyorsunuz. Aslında oyunun bu kısmı oynanış olarak KOEI'nin Dynasty Warriors ve Samurai Warriors serilerine benzetilebilir. Turbo modunda oyun hızlı oluyor. Yine gizli bölümler var, ama PC'ye artı olarak yeni bazı yerler eklenmiş. Klasik olarak yaptıklarımıza göre bölüm sonlarında belli dereceler alıyoruz. Aldığımız derecelere göre oyun içindeki ekstralar açılıyor. Artı olarak hangi bölümde kaç derece yaptığınızı da yeniden görebilirsiniz. Ayrıca oyunun hikayesi, ekipmanlar, karakterler vs... hakkında çoğu detaya da oyun içinden ulaşabilirsiniz. DMC 4'te bir de benchmark bulunuyor. Böylelikle sisteminizi Directx 10 veya 9'da teste tabi tutabilirsiniz. Oyunun kaç FPS verdiğini ve PC'nizin performansını görebilirsiniz.

DMC 4 genel olarak güzel bir port olmuş. Tekrar ediciliği olmasa ve klavyedeki kontrolleri daha bir kotarılsaymış, bir klasik bile olabilirmiş. Ama olsun optimize edilmiş şu harika haliyle bile çoğu oyuncuya kendini oynatıp tatmin edebilecek cinsten. İkinci oyunu yapan ekip çok güzel iş çıkarmış, eski hatalarından çok iyi ders çıkarmışlar. Kesinlikle oynamanızı tavsiye ederim. Özellikle bir aksiyon severseniz, her şekilde PC'nize yükleyip, şeytanların peşine düşmenizi öneririm.



ARTILAR
Çok iyi bir optimizesi var, hoş grafikler, seslendirmeler, ses efektleri ve hızlı müzikler, dolu aksiyon

EKSİLER
Boss dövüşleri ve oyun kendini tekrar ediyor, konu yüzeysel kalmış, Dante ikinci plana atılmış

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol